Türk Dişhekimleri Birliği 18.Olağan Genel Kurulu, 8-9-10 Temmuz 2021 tarihlerinde The Green Park Otel, Ankara’da gerçekleştirildi.
Açılış konuşmasını yapan TDB Genel Sekreteri Dr.Gülay Özdoğan; hazirunu, Atatürk ve COVID-19 Pandemisinde kaybettiğimiz şehit meslektaşlarımız adına saygı duruşu ve İstiklal Marşına davet etti. Ardından verilen bir önerge ile Genel Kurulu yönetmek üzere Divan Başkanlığına Kadir Gökmen Öğüt, Başkanvekilliğine Serkan Er, üyeliklere ise Nilgün Akgün ve Okan Ergün getirildiler.
Divan seçiminin ardından Divan Başkanı Kadir Gökmen Öğüt'ün teşekkür konuşmasını takiben 'Gündeme' geçildi ve ilk olarak TDB Genel Başkanı Prof.Dr.Atilla Ataç'ı konuşmasını yapmak üzere kürsüye davet etti.
Daha sonra Nisan 2019 - Temmuz 2021 dönemi Merkez Yönetim Kurulu faaliyet raporu; TDB Genel Sekreteri Dr.Gülay Özdoğan, aynı döneme ilişkin Mali Rapor Genel Sayman Buket Ünal Uğuz ve Denetleme Kurulu Raporu ise Merkez Denetleme Kurulu Başkanı Dr.Alper Altay tarafından Genel Kurula sunuldu.
Raporlar hakkındaki görüşmelerinden sonra, faaliyet ve mali raporlar oy birliği ile kabul edilerek bu kurullar aklandı.
Organlarda yer alacak adayların belirlenmesi işlemi ile dilek ve temenniler bölümündeki konuşmalardan sonra aşağıda yer alan 'Genel Kurul Sonuç Bildirgesi' kabul edildi.
TDB 18. Olağan Genel Kurulu çalışmaları 10 Temmuz 2021 Cumartesi günü TDB organlarının seçimleriyle tamamlandı.
TDB 18.Olağan Genel Kurulu Kesin Olmayan Sonuçları için tıklayınız…
Türk Dişhekimleri Birliği
***
TÜRK DİŞHEKİMLERİ BİRLİĞİ
18.OLAĞAN GENEL KURULU
SONUÇ BİLDİRGESİ
Türk Dişhekimleri Birliği 18. Genel Kurulu’nu tüm dünyayı sarsan Covid-19 Pandemisi nedeniyle olağanüstü koşullarda gerçekleştiriyoruz.
31 Aralık 2019 da başlayan pandemi küresel bir salgın haline gelip yaşamın her alanında özellikle sağlık hizmetlerine erişim olanaklarını engelledi. Covid-19 pandemisinin fiziksel sağlık üzerindeki etkileri tartışılmaz iken psikolojik etkileri de bir buçuk yıldır devam etmektedir.
Pandemi, toplum ağız diş sağlığını, dişhekimliği eğitimini ve meslektaşlarımızı olumsuz etkilediği gibi, örgütlenme sorunlarına da yol açmıştır. Yüz yüze görüşmelerin yerini Webinar toplantılar almıştır. Dişhekimleri Odaları ve Türk Dişhekimleri Birliği, fiziki bilimsel aktivitelerini yavaşlatmış, hatta bazı iş ve işlevlerini iptal etmek zorunda kalmıştır.
Pandemide meslektaşlarımız yönünden özellikle artan sorunlar; özlük haklarından kayıplar, izin ve istifa kullanamama nedeniyle tükenmişlik, güvenlik kaygısı, kişisel koruyucu ekipman temininde zorluklar, performansa dayalı prim sistemi yüzünden ciddi ekonomik gelir kayıpları, istifa veya işsizlik, bulaş riski, hastalık ölüm kaygısı, belirsizlik, şiddet, taciz, mobbing, değersizlik hissi, güvencesizlik ve örgütlenme sorunları olmuştur. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen pandemiyle mücadelede meslek örgütümüz bu süreci başarı ile yürütmüştür, özveriyle çalışan tüm sağlık çalışanları onurumuzdur, gururumuzdur. Bu mücadelede kaybettiğimiz tüm sağlık çalışanlarımızı saygı ve minnetle anıyoruz.
Pandemiyle mücadele etmek zorunda kalan dişhekimliği camiası, gerek özel alanda gerekse kamuda önemli bir değişime de maruz kalmıştır. Kamuda verilemeyen ağız diş sağlığı hizmetlerinin yerini doldurmak isteyen sermaye sahipli klinikler çoğalarak, dişhekimlerinin ücretli çalışan işçi sınıfına dönüşmesini hızlandırmıştır. Ücretli çalışan çoğu genç meslektaşımız sermaye sahiplerine ait kliniklerde emeğinin karşılığını almadan ve güvencesizce çalıştırılmışlardır.
Kamudaki ağız diş sağlığı hizmeti azaltılmış, kamuda çalışan dişhekimleri filyasyona çekilmiştir, dişhekimlerinin tümünün çalışma koşullarının, pandemiye uygun koşullara getirilerek mesleğine dönmesinin sağlanması gerekmektedir.
Geleceğe dönük insan gücü planlaması yapılmadan akademik altyapıları tamamlanmadan, siyasi otorite kararıyla artırılmış kontenjanlar ile açılan, sayısı 103’e ulaşan Dişhekimliği fakültelerinde fiziki koşulların uygunluğu ve akademik yeterlilik anlamında çok sayıda sorun yaşanmaktadır. 2030 yılında tahmini olarak yüz otuz sekiz bin dişhekimi sayısına ulaşacak olan ülkemizde, ülkede mesleğimizi nasıl bir gelecek beklemektedir. Dişhekimliği fakülte sayıları vakıf ve kamu analizleri sonrasında öğrenci kitlesinin kimler tarafından eğitileceği, eğitimin niteliği ve bugüne nasıl gelindiği, 2030 yılında nereye evrileceği konusunda ciddi endişe taşımaktayız. Gereği için, fakülte sayısı ve kontenjanları derhal azaltılmalıdır. Yabancı öğrenci alımı ve denklik kriterleri gözden geçirilmelidir.
Pandemi ile mesleğimizin karşılaştığı zorlukların yanısıra toplum olarak yaşadıklarımız da mücadele alanımız olmuştur. Toplum sağlığını olumsuz etkileyen unsurlardan , hukuk dışı ilişkilerle ilgili iddialar, kaotik durum ve kutuplaşma toplum psikolojisinde kaygı yaratmaktadır. Sağlığımızı olumsuz etkileyen diğer etken, insan faaliyetlerinin sonucu oluşan çevresel yıkımdır. Bunun önüne geçmek ve çevresel sürdürülebilirliği sağlamak için önlemler almanın yanısıra bugünü düzeltmekle kalmayıp gelecek nesillere temiz ve sağlıklı bir çevre bırakmakla yükümlüyüz.
Toplum sağlığını olumsuz etkileyen diğer bir gelişme de kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın arttığı bu pandemi döneminde verilen İstanbul Sözleşmesinden geri çekilme kararıdır. “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” yani kısaca ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye ilişkin 19.03.2021 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararının sadece ülkemiz adına değil insanlık adına utanç ve kaygı verici olduğunu düşünüyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin şiddeti önlemede nasıl bir anahtar olduğunu biliyoruz. EŞİK (Eşitlik İçin Kadın) Platformu üyesi olan meslek örgütü olarak eşit ve özgür yarınlara kavuşmak için, Anayasa’dan, 6284 sayılı kanundan ve ‘İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz…
Çocuklarımız güvende değilse kimse güvende değil diyoruz. 8 Temmuz’da TBMM Genel Kurulu’nda 4. Yargı Paketi kabul edildi. Pakette çocuğun cinsel istismarı suçundan tutuklama için ‘somut delil’ gerekiyor, böylece faillerin tutuklanması imkansızlaştırılıyor. Çocuk cinsel istismar ve tecavüzünün evlilik yoluyla aklanması yolunda yürütülen istismarcının affının önlenmesi için de meclisi ve kamuoyunu hassasiyetle takibe davet ediyoruz.
Bu sabah hepimizi sarsan haberle, yıllardır ödenmeyen hakları için Soma'dan Ankara'ya gelen maden işçilerini, dönüş yolunda kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Başta madenciler olmak üzere bütün emekçilerin, hepimizin başı sağ olsun.
Sıcak bir Temmuz ayında gerçekleştirdiğimiz Genel Kurul sonrası, yaşadığımız tüm sıkıntılı ve acılı günlerimize rağmen, meslek birliğimizin oda ve üyelerden aldığı güçle yoluna devam edeceğinden eminiz…