Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlama amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.' (T.C.Anayasası 56.Madde)
Anayasamızda belirtildiği gibi çevre duyarlılığı ve sağlık ayrılmaz bir bütündür. 'Koruyucu Halk Sağlığı' temelleri üzerine kurulmuş olan Türk Dişhekimleri Birliği olarak dünyada en yüksek oksijen oranına sahip ikinci bölge, 180 bin insanın tek su kaynağı havzasında yer alan Atikhisar’ın yok edilmesine karşı olmak insanlık ve hekimlik görevimizdir.
Çanakkale merkeze 30 km uzaklıkta olan maden alanın yüzde 98,7’si orman alanında bulunuyor. Bölgede 18 memeli, 41 kuş, 10 sürüngen ve 117 böcek türü yaşıyor. Orman 283 farklı bitki türüne ev sahipliği yapıyor. Proje alanında tespit edilen türlerin yedisi dünyada sadece Türkiye’de yaşıyor.
Maden alanında yapılacak kimyasal işlemlerin atık havuzlarının derelere karışması, Çanakkale’nin birinci derece deprem kuşağında bulunması, olası bir sarsıntıda yeraltı suları vasıtasıyla zengin tarım topraklarının zehirlenecek olması, Atikhisar Barajı’nın madenin 14 kilometre uzağında bulunması, Kaz Dağları Milli Parkı’nın bölgede yer alması, Kirazlı bölgesindeki ormanlık ve dağlık alanların dünya ekosistemin bir parçası olması ve ayrıca madenin 40 kilometre uzağında Truva antik kentinin yer alması gerçekleri göz ardı edilerek; tüm bu değerler neoliberal emperyalist hırslarla yok edilmek üzere ‘'çevre dostu' Kanada kökenli bir firmaya altın hırsı uğruna teslim edildi.
Doğru, bu bölgenin 'altın rezervi' ve doğal zenginlikleri var. Unutmayalım ki, bu doğal kaynaklar bir bütünlük halinde değerlidir. Ekolojik dengeyi bozduğunuzda topraklar zenginliklerini kaybedecek, önce ormanlar, sonra toprak zenginliği, su kaynakları, endemik tüm türler yok olacaktır.
Tüm dünyanın gündeminde olan 'küresel ısınma ve iklim değişikliği'nin insan faaliyetlerinin sonucu olduğu herkes tarafından kabul görmektedir. Bütün dünya yeşil alanları ve ormanları korumak için seferber olmuşken ülkemizde altına hücum anlayışı ile yaratılan bu kıyımı kabul etmiyoruz.
Karadeniz HES, jeotermal yapımları,Havalimanı için Kuzey Ormanları, özel Üniversite, külliye vs için AOÇ, otel inşaatları için çıkan yangınlar gibi yeşilin katledildiği örneklere yenisi mi olacak Kazdağları?
Koruyucu halk sağlığı misyonumuzu doğayı koruma önceliğimiz ile bütünleştirerek vicdanımız ve Anayasanın bize verdiği hak ve sorumlulukla hep birlikte haykırıyoruz
'Kaz Dağları’nı Korumak İçin Biz de Varız!'
KOCAELİ DİŞHEKİMLERİ ODASI
YÖNETİM KURULU